İsrail tarafından Gazze’ye yapılan son saldırıda 6 gazetecinin öldürülmesini kınamak ve uluslararası toplumu harekete geçmeye davet etmek için basın-yayın-yazar meslek örgütleri 14 Ağustos 2025 Perşembe günü Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Burhan Felek Konferans Salonu’nda bir basın toplantısı düzenledi.
Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş), Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC), Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), PEN Yazarlar Derneği, Türkiye Yayıncılar Birliği (TÜRKYAYBİR) ve Türkiye Yazarlar Sendikası’nın (TYS) düzenlediği açıklamada İsrail’in gazetecilere yönelik saldırılarında 238 gazetecinin öldüğüne, 480 gazetecinin yaralandığına, 112 medya kuruluşunun binasının yıkıldığına dikkat çekerek gazeteci soykırımına karşı uluslararası toplumu harekete geçmeye davet edildi.
Açıklamada DİSK Basın-İş Denetim Kurulu Üyesi Alparslan Aydın, TGC Başkanı Vahap Munyar, TGS Genel Sekreteri Banu Tuna, PEN Türkiye Başkanı Zeynep Oral, TÜRKYAYBİR Yönetim Kurulu Üyesi Erkan Akpınar ile TYS Genel Sekreteri Tahir Şilkan görüşlerini paylaştı.
“SOYKIRIM SADECE SİVİLLERİ DEĞİL, GAZETECİLERİ DE YOK ETMEYİ AMAÇLIYOR!”
DİSK Basın-İş adına konuşan Denetim Kurulu Üyesi Alparslan Aydın’ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
Bugün burada, insanlığın utanç tablosuna dönüşen bir vahşeti lanetlemek ve Siyonist İsrail’in gazetecilere yönelik katliamlarını teşhir etmek için bir aradayız.
Gazze’de, İsrail’in Siyonist politikalarla sürdürdüğü soykırım, 7 Ekim 2023’ten bu yana en az 238 gazetecinin canını aldı. Son saldırıda, altı meslektaşımız daha bu barbarlığın kurbanı oldu. Bu rakamlar, yalnızca istatistik değil; her biri gerçeğin peşinde koşan, halkların haber alma hakkını savunan, zulme karşı kalemini ve kamerasını kullanan insanlardır. İsrail’in bu alçakça saldırıları, sadece gazetecileri değil, insanlığın vicdanını, gerçeği ve özgürlüğü hedef alıyor.
Siyonist İsrail, Gazze’de bir etnik temizlik yürütüyor. Bu soykırım, yalnızca sivilleri değil, gerçeği ortaya çıkaran gazetecileri de kasıtlı olarak yok etmeyi amaçlıyor. Gazetecilere yönelik bu sistematik katliam, Siyonist rejimin suçlarını örtbas etme çabasının en iğrenç göstergesidir. Gazeteciler, Cenevre Sözleşmeleri’ne göre çatışma bölgelerinde sivil olarak korunmalıdır. Ama İsrail, uluslararası hukuku, insan haklarını ve ahlaki tüm değerleri hiçe sayarak, gazetecileri hedef alıyor, öldürüyor, yaralıyor, gözaltına alıyor ve susturuyor. Bu, bir savaş suçu değil, insanlığa karşı işlenmiş bir cinayettir!
“İSRAİL’İN KATLİAMLARINI KINIYORUZ!”
DİSK Basın-İş olarak, Siyonist İsrail’in bu alçakça katliamlarını en sert şekilde kınıyoruz. Gazetecilere yönelik saldırılar, Siyonizm’in kanlı yüzünü bir kez daha ortaya koyuyor. Bu rejim, gerçeğin ortaya çıkmasından korkuyor. Çünkü her bir haber, her bir görüntü, her bir satır, onların işlediği suçları teşhir ediyor. Gazetecileri öldürerek, hapishanelere atarak, tehdit ederek susturabileceklerini sanıyorlar. Ama yanılıyorlar! Gazeteciler susturulamaz, gerçekler karartılamaz!
Siyonist propaganda mesleğimizin tarafsızlık ilkesini bilinçi bir şekilde çarpıtma, katledilen meslektaşlarımızın gazeteciliklerini askıya alma cüretinde bulunuyor. Oysaki mesleğimizin tarafsızlık ilkesi yalın hakikat karşısındaki tavrımızla ilişkilidir. Nasıl ki sansüre karşı basın özgürlüğünün tarafındaysak, nasıl ki kölece çalışma şartlarına karşı insanca bir yaşamın tarafındaysak, soykırıma, işgale, aç bırakmaya, etnik temizliğe karşı da tarafız ve bu tüm meslektaşlarımızın sadece hakkı değil, aynı zamanda mesleki sorumluluklarıdır.
“SESSİZ KALMAK SUÇA ORTAK OLMAKTIR!”
Buradan, uluslararası topluma, özellikle basın özgürlüğünü savunduğunu iddia eden kurumlara ve devletlere sesleniyoruz: Siyonist İsrail’in gazetecilere yönelik katliamlarına sessiz kalmak, bu suçlara ortak olmaktır! Birleşmiş Milletler, Uluslararası Ceza Mahkemesi ve diğer kuruluşlar, bu soykırımın hesabını sormalıdır. Gazetecilerin kanı, Siyonist rejimin ellerindedir ve bu suçların cezasız kalmasına izin verilmemelidir. Sessizlik, baskının ve zulmün en büyük destekçisidir.
Gazetecilerin haklarını savunma mücadelesinde, her zaman ezilenin yanında, ezenin ise karşısında olduk. Gazze’deki meslektaşlarımız, canları pahasına, Siyonist vahşeti dünyaya duyuruyor. Onların kalemleri, kameraları, sesleri, insanlığın onurudur. Bizler, burada, onların mücadelesini sahipleniyor, seslerini çoğaltıyor ve bu barbarlığa karşı dayanışmamızı yükseltiyoruz.
“GAZETECİLERİ ÖLDÜREREK GERÇEĞİ SUSTURAMAZSINIZ!”
Hayatını kaybeden 238 gazeteciyi saygıyla anıyor, ailelerine ve meslektaşlarına başsağlığı diliyoruz. Yaralanan, tutsak edilen, tehdit edilen tüm basın emekçilerinin yanındayız. Siyonist İsrail’e bir kez daha haykırıyoruz: Gazetecileri öldürerek gerçeği susturamazsınız! Gazze’deki soykırımınızı, işgal politikalarınızı, insanlık suçlarınızı dünya görüyor, biliyor ve lanetliyor!
Dayanışmanız için teşekkür ediyor, mücadelede kararlılığımızı bir kez daha vurguluyoruz.